NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
61 - (2583) حدثنا
محمد بن
عبدالله بن
نمير. حدثنا
أبو معاوية.
حدثنا بريد بن
أبي بردة عن
أبيه، عن أبي
موسى. قال:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "إن الله
عز وجل يملي
للظالم. فإذا
أخذه لم
يفلته". ثم
قرأ: وكذلك
أخذ ربك إذا
أخذ القرى وهي
ظالمة إن أخذه
أليم شديد. [11
/هود /102]
[ش
(يملي للظالم)
معنى يملي
يمهل ويؤخر
ويطيل له في
المدة. وهو
مشتق من
الملوة، وهي
المدة والزمان،
بضم الميم
وفتحها
وكسرها. (لم
يفلته) أي لم
يطلقه ولم
ينفلت منه.
قال أهل
اللغة: يقال أفلته
أطلقه. وانفلت
تخلص منه].
{61}
Bize Muhammed b.
Abdillah b. Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Muâviye rivayet etti.
(Dediki): Bize Büreyde b. Ebî Bürde babasından, o da Ebû Musa'dan naklen
rivayet etti. Şöyle demiş: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Şüphesiz ki, Allah
(Azze ve Celle) zâlime mühlet verir. Ama bir de yakalarsa onu bırakmaz.» buyurdu. Sonra şu âyeti okudu:
«işte şehirler zulmeder
de, Rabbin onları azab eylerse, Rabbinin azabı böyledir. Gerçekten onun azabı
elim ve şiddetlidir.» [Hud 102]
İzah:
Bu hadîsi Buhârî, Nesâî
ve İbni Mâce Hûd Sûresi'nin tefsirinde tahric etmişlerdir.
Yünılî: Tehir etmek ve
mühlet vermektir.
Bu kelime müleve veya
mileve aslından alınmıştır. Müleve: Müddet ve zaman mânâsına gelir. Râgıb'ın
beyânına göre ahz : Bir şeyi elde etmek ve almaktır. Bu bazan ele almak, bazan
da kahretmek suretiyle olur. Âyetteki ahz kahretmek manasınadır.
Şehirlerin zulmünden
murad; halkının zalimliğidir. Zulüm; mahalli zikir, hâili murad kabilinden
mecazen şehirlere izafe olunmuştur.
Zemahşerî diyor ki :
«Bu Mekke kâfirlerinden olsun, başkalarından olsun ahâlisi zâlim olan her belde
hattâ başkasına yahut günah işlemek suretiyle kendine zulmeden herkes hakkında
zulmün akibetinin vahim olacağından sakındırmaktır. Binâenaleyh her günahkâra
Rabbinin elim ve şiddetli azabından korunmak ve mühlete aldanmayarak hemen
tevbeye şitâb etmek gerekir,